Yeşilay ve Av. Celal Feyyaz Gürsel
- metegursel
- 27 Tem 2021
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 17 Ağu 2021
Tarihteki en meşhur Afyon Savaşı 19. yüzyıla ait. İngiliz emperyalizmi Çin’i afyonla fethetmişti. Tıpkı İspanyolların Amerika’yı ateş suyu ile fethetmeleri gibi. Yıkım, yağma ve talan ancak kafayı buldurarak mümkün olmuş! İki ayrı yüzyılda, iki güç acımasızlık ve gözü karalıkta sınır tanımamışlar. Ama aralarında tabii ki önemli bir fark var: İngilizler tüm Çin’i afyona boğarken pazarı da gözetmişler. Hong-Kong’da afyon ticaretini ve tabii ki diğer tüm ticareti finanse etmek ve denetlemek içinde HSBC kurulmuş.

Mondros Anlaşması ile Osmanlı başkenti İstanbul, önce 13 Kasım 1918, sonra 16 Mart 1920'de olmak üzere iki kez ingilizler tarafindan işgal edildi. İlk işgalde, İstanbul'un önemli ve stratejik noktaları kontrol altına alındı, ikinci işgalde ise idareye el konuldu. İşgal, son İtilaf birliklerinin 4 Ekim 1923'te şehri terk etmesiyle sona erdi.
Tarihteki bu olaylar ile Yeşilay, 1920’de İngiliz işgal güçlerinin İstanbul Limanı’na gemilerle getirdiği alkollü içkiyi dağıtması, işgale karşı direnişi kırarak özgürlüklerini ellerinden almak istemelerine karşı Dr. Mazhar Osman Uzman ve arkadaşları tarafından Sultan Vahdettin izniyle 5 Mart 1920’de İstanbul’da "Hilal-i Ahdar" adıyla kurulmuştur.
"Hilal-i Ahdar" ismi daha sonra "Yeşil Hilal" ve "Yeşilay" olarak değiştirilmiş, 1934 yılında Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığı, İsmet İnönü'nün Başbakanlığında, Bakanlar Kurulu kararıyla Yeşilay'a "Kamu Yararına Çalışan Dernek Statüsü" verilmiştir.

(Yeşilay kuruluşunda çekilen fotoğrafta, En önde ilk başkan Ord. Prof. Dr. Mashar Osman Usman, arkasında ve sağ tarafta ise Av. Celal Feyyaz Gürsel bulunmaktadır.)
Yeşilay, kuruluşu ile ilk 3 başkanı ise aşağıdaki gibi sıralanmıştır.
Ord. Prof. Dr. Mazhar Osman USMAN (1884-1951)

Türkiye de ilk modern ruh sağlığı hastanesini kuran Türk hekimidir. 1904 yılında "Askeri Tıbbiye" okulunu bitirerek doktor olan Mazhar Osman, Gülhane Askeri Hastanesi Akliye Servisi'nde başlamıştır. 1908 yılında Berlin ve Münih'e giderek nöroloji ve psikoloji dallarında uzmanlık eğitimi almıştır. Türk Nöro-psikiyatri Cemiyeti'nin yanı sıra; "İçki ile Mücadele Cemiyeti" gibi sağlık derneklerinin kurucusu olan Uzman Sinir Hastalıkları, Keyif Veren Zehirler gibi çeşitli mesleki eserler yazmıştır. Hamburg Akıl Hastalıkları Derneği, Fransız Nöroloji Derneği, New York Nöroloji Akademisi gibi yurt dışı sağlık kuruluşlarının onur üyeliklerine seçilmiştir. Türkiye'de ilk kez Seroloji, nöro-patoloji, deneysel psikoloji laboratuvarları oluşturulmasında önemli rol oynamıştır.
Ord. Prof. Dr. Fahrettin Kerim GÖKAY (1900-1987)

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdikten (1922) sonra 1922-24 yılları arasında Münih, Hamburg ve Viyana üniversitelerinde uzmanlık eğitimi görerek ruh ve sinir hastalıkları uzmanı oldu. 1926’da Tıp Fakültesi Sinir Hastalıkları Kliniği de doçent, 1933 profesör oldu, 1942 yılında ordinaryüs profesörlüğe yükseldi. Sağlık ve Milli Eğitim şûraları üyeliklerinde, Türkiye Kızılay ve Yeşilay dernekleri başkanlıkları ile Türkiye Sosyal Psikiyatri Derneği’nin kuruculuğu ve başkanlığı gibi sivil toplum örgütlerinde hizmetleri oldu. 1949 yılında İstanbul Valiliği ve Belediye Başkanlığı görevine getirildi. XII. Dönem İstanbul Milletvekilliği görevinde bulundu. İsmet İnönü Hükümeti’nde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı (1963) ile İmar ve İskân Bakanlığı görevlerinde bulundu ve 1957 İsviçre Bern Büyükelçiliği’ne atandı. Ord. Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay, 1965 yılında siyasetten çekildi ve zamanını evinin bahçesindeki gülleri yetiştirerek geçirmeye başladı. 22 Temmuz 1987’de çok sevdiği İstanbul’da öldü.
Av. Celal Feyyaz GÜRSEL (1881-1958)

Erzurum doğumlu olup ilk okulu, Ermeni okulunda okuduğu için Ermenice ve Farsça öğrenmiştir. Nüfus nazırı, Tortumlu Mehmet Nurettin efendiden Farsça ve İran edebiyatı öğrendi. Vahan Agopyan isimli bir rahipten metotlu Fransızca ve Ermenice öğrenmiştir. 15 Yaşına geldiği zaman ise, Köre Rauf Paşanın Erzurum valisi olduğu zamanda tavsiye ile 12 Eylül 1896 tarihinde hareket ile 16 günde İstanbul’a geldi. Sultan huzuruna çıkarak 14 altın aylık ile görevine başlamış. Sarayda 10 yıl süren mesai sırasında 3. Osmani, 4. Mecidi gümüş ve altın liyakat madalyaları ile takdir ve taltif görmüştür. O dönem sarayın lisesi olan Galatasaray lisesinde eğitimini tamamlıyor. Arkasından, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinde iki yıl eğitim görüyor. 1908 senesinde Çanakkale boğazında görevli olarak buraya yerleşiyor ve burada oğlu doğuyor. Meşrutiyetin ilanından sonra Tip Fakültesi tahsilini yarım bırakıp, İstanbul üniversitesi Hukuk Fakültesine 1911 Yılında başlıyor. İstanbul barosunun kuruluşunda rol aldı ve baronun en yaşlı avukatı olarak uzun yıllar görev yaptı.
1958 Senesinde Av. Celal Feyyaz Gürsel'in ölümü ile Yeşilay dergisi özel baskı yaparak eski başkanlarını anmışlar. Aşağıda da Ord. Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay eski dostuna yazmış olduğu duyguları çok güzeldir.

1958 Yılındaki vefatı ile Yeşilay bayrağına sarılmış tabutu karşısına oğlu Av Mehmet Feyzettin Gürsel ve sevenleri bulunuyor.

Cemaleddin Server Revnakoğlu, (1909-1968) Çalışma hayatına gazetecilik ile başlayan ve Shakespeare'inin "Othello" oyununu ile defa 1929 sensende köşesine taşıyan Galatasaray Lisesi mezunu yazar Av. Celal Feyyaz hakkında şunları yazıyordu.
"Celalettin Feyyaz Bey, asil Erzurumlu, faziletli adam, İstanbul'da Yeşilay gibi mübarek bir müesseseyi bizzat kuran ve onun kuvvetlenmesine, yaşamasına hayatını veren insanlardan biri idi. İstanbul'un en eski Hukukçusu, Baronun en yaşlı Avukatı olma şerefini taşıyordu."

"Azalmış, açılmış saçları baştan başa ak olmuştu, bütün bunlara rağmen evladı yaşında olanlar bile elini öpemezdi. Öptürmek için kimseye el vermez; kimseyi de kendinden üstün görmeye katlanamazdı" Sanırsam bu durum bizim aile büyüklerinin bu zamandan gelen geleneğidir.
Mecidiye Nişanı
(29 Ağustos 1852 - 1922) tarihleri arasında verilen askeri ve kahramanlık nişanıdır. Sultan Abdülmecid döneminde tasarlandı. Çift kılıçlı nişan, yedi köşe ibarettir. Ortasında sultanın tuğrası yer almakta, etrafında kırmızı mineli fon üzerinde altın ile yazılmış "Gayret, Hamiyet, Sadakat" sözleri bulunmaktadır. Alt kısmında 1268 (1851) tarihi yazılıdır. Şua aralarında Ay Yıldız motifi ve nişanın asılma yerinde ona bağlı kırmızı mineli ay yıldız vardır.

Mecidiye nişanının beş rütbesi vardı. Birinci rütbesinden 50, ikinci rütbesinden 150, üçüncü rütbesinden 800, dördüncü rütbesinden 3000 ve beşinci rütbesinden 6000 adet basıldı.
Mecidiye nişanı ilmiye ve askeriye mensuplarından üstün hizmet ve muvaffakıyet gösterenlere verilirdi.
Mecidiye nişanı alan bazı kişiler aşağıdaki gibidir.
Mustafa Kemal Atatürk, Osmanlı Ordusu subayı, Türkiye'nin kurucusu
III. Napolyon, Fransa İmparatoru
II. Pedro, Brezilya İmparatoru
Louis Pasteur
Osmaniye Nişanı
Osmaniye Nişanı, 1862 yılından itibaren Osmanlı İmparatorluğu tarafından verilmeye başlanan sivil ve askerî nişandır. Sultan Abdülaziz tahta geçtikten sonra 9 Aralık 1861 tarihinde yeni bir nişanın ihdasına yönelik irade buyurdu. 1862'den itibaren verilmeye başlandı.

Nişanın rozet yıldızı her noktası arasındaki üç kısa gümüş ışınları ile koyu yeşil emaye yedi köşeli yıldız vardır. Orta madalyon yeşil emaye bandı ile çevrili, kırmızı emaye alanı ise altındır. Kırmızı orta kısmında yükseltilmiş altın hilal ve bir kaligrafik kitabede «Osmanlı Devleti'nin Hükümdarı, Allah'ın yön göstermesine dayanan Abdülaziz Han» yazmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluş yılı H.699 yazmaktadır.
Nişan 1867 yılında tasarlandı. Nişan; 50 tane birinci sınıf, 200 tane ikinci sınıf, 1000 tane üçüncü sınıf ve 2000 adet dördüncü sınıf olarak sınırlı idi. Av. Celal Feyyaz Gürsel 3.Osmani nisanı almıştır.
Ruhu şad olsun.
Comments